top of page

DELİBAL

Delibalın geleneksel tedavide dozu bir çay kaşığıdır. Fazla yenildiğinde zehirlenme belirtileri görülür. Boğazda yanma hissi, ağız ve burunda kaşınma, deride ve gözlerde kızarıklık, baş dönmesi ve baş ağrısı, bulantı, kusma, kramp tarzı karın ağrısı, halsizlik, görme bulanıklığı, ateş nöbetleri, bradikardi, hipotansiyon ve bilinç değişiklikleri meydana gelir.


Karadeniz bölgesine özgü olan ve acıbal, tutar bal isimleriyle de bilinen Delibal, arıların Ericaceae familyasından Rhododendron türlerinin nektarıyla hazırladıkları baldır.


Halk arasında zifin, komar, ağu isimleriyle bilinen Rhododendron türleri ülkemizde batıda Istranca dağlarının kuzey yamaçlarından, doğuda Hopa’ya kadar oldukça geniş bir yayılış alanına sahiptir.



Türkiye’de 5 tür yetişir:

R. ponticum

R.luteum

R.caucasicum

R.ungernii

R.smirnowii




Delibal halk arasında geleneksel olarak gastrit, ülser gibi gastrointestinal sistem rahatsızlıklarında günde 1 veya 2 çay kaşığı dozda kullanılmaktadır.

Tadı diğer ballardan farklı olmadığı için ve zehirliliği önemsenmeyerek doz arttırıldığında zehirlenmeler görülmektedir.


Delibalın zehirliliği çok eski çağlardan beri bilinmektedir.

Ksenophon Anabasis - “Onbinlerin Dönüşü” adlı eserinde M.Ö. 400’lerde Batı Anadolu’dan Güney Mezopotamya’ya giden Yunan ordusunun yani Onbinlerin zafer kazandıktan sonra Anadolu içinden geçip kuzeydoğuya yürüyerek yeniden Karadeniz kıyılarından anayurtlarına dönerken geçirdikleri akıl almaz serüvenleri şöyle dile getirmiştir:


“Yunanlılar bol erzak dolu birçok köyde konakladılar. Bu köylerde onları şaşırtan bir tek şeyle karşılaştılar: birçok kovan vardı ve bu kovanlardaki peteklerden bal yiyen askerler kustular, ishal oldular ve içlerinden hiçbiri ayakta duramıyordu; az yiyenler körkütük sarhoş olmuş insanlara, çok yiyenlerse azgın çılgınlara, hatta can çekişen insanlara benziyorlardı. Bu durumda bir çoğu bir bozgun sonrasındaymış gibi yere serilmiş büyük bir umutsuzluk başlamıştı. Ertesi gün kimsenin ölmediği görüldü ve sarhoşluk yaklaşık olarak bir gün önce başladığı saatte geçti. Üçüncü ve dördüncü gün müshil almış gibi bitkin düşmüş halde ayaklandılar. Ordan iki günde yedi fersenk aşıp deniz kıyısında Yunan şehri Trapezos’a ulaştılar.”


Rhododendron türleri ilkbaharda ilk çiçek açan bitkilerdir. Arıların ilkbaharda ilk ürettikleri bal Rhododendron nektarıyla olmaktadır. Birçok bölgede bu bal toplanmaz, arılar tarafından tüketilir. Zehirlenme genellikle halk ilacı olarak kullanılan delibalın dozunun arttırılmasıyla görülür.


Piyasada satılan normal balların içinde delibal çıktığı nadir de olsa görülmektedir.

Delibal zehirlenmesi Türkiye’ye özgü bir besin zehirlenmesidir. Son yıllarda Türkiye’den götürülen bal ile Avrupa’da da görülmüştür. Bitkinin tüm kısımları zehirli grayanotoksinler içerir.


Teşhis ve tedavi

Delibalın geleneksel tedavide dozu bir çay kaşığıdır. Fazla yenildiğinde zehirlenme belirtileri görülür. Boğazda yanma hissi, ağız ve burunda kaşınma, deride ve gözlerde kızarıklık, baş dönmesi ve baş ağrısı, bulantı, kusma, kramp tarzı karın ağrısı, halsizlik, görme bulanıklığı,

ateş nöbetleri, bradikardi, hipotansiyon ve bilinç değişiklikleri meydana gelir.


Zehirlenen hasta hemen hastaneye kaldırılmalıdır. Destek tedavi ve semptomatik tedavi uygulanır. Zehirin gastrointestinal sistemden uzaklaştırılması, mide yıkanması veya kusturma ve müshil verilmesiyle sağlanır. Gerekli hallerde sıvı elektrolit kayıpları damar yoluyla giderilmeye çalışılır.


Delibal nasıl tanınır?

Delibal mikroskopta incelendiğinde içinde karakteristik Rhododendron polenleri görülür. Kimyasal bileşiklerinin teşhisi ise laboratuvarda ince tabaka kromatografisi tekniğiyle gerçekleştirilir. Delibal olmasından şüphelenilen bir bal örneği Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalına götürülerek teşhis ettirilebilir.


Delibal zehirsizleştirilebilir mi?

Bal kaynatılırsa Grayanotoksinler parçalanır ve bal zehirliliğini kaybeder.

Comentarios


bottom of page